Sağlıklı bir beslenme ve kilo kaybı kombinasyonu, kadın sağlığı için vazgeçilmezdir. Özellikle PCOS’lu obez kadınlarda, kilo kaybının hedeflendiği yaşam tarzı değişikliği çok önemlidir.
Polikistik over sendromu olan obez hastalarda üreme fonksiyonlarını artırmak için vücut ağırlığından %5-10 vermek amacıyla beslenmeler değerlendirilmiştir. Stamets ve ark, PCOS olan 26 obez infertil kadında, 2 farklı düşük kalorili beslenmein etkilerini araştırmıştır. Bir gruba günlük alınan kalorinin 1000 kalori düşüğü olan beslenme, 2. gruba protein ve karbonhidrat düzeyi düşük beslenme verilmiştir. Her iki grupta da belirgin kilo kaybı olmuş, insülin-glukoz oranları, total kolesterol, LDL, leptin, dolaşımdaki testesteron seviyelerinde önemli bir azalma meydana gelmiştir.
Yumurtlama, gebelik ve üreme fonksiyonları arasında önemli bir fark kaydedilmemiştir. Ağırlık: Aşırı kilolu olmak; IVF başarı oranını azaltır, düşük olasılığını artırır, gebelik sırasında da risk teşkil eder. Beslenme bozuklukları ve aşırı egzersizde üremeyi olumsuz etkiler. Düşük beden kitle indeksi olanların, normal beden kitle indeksi olanlara göre infertiliteye daha yatkın olduğu bildirilmiştir. Ağırlık ile doğurganlık arasında korelasyon bir ilişki bulunmaktadır. Egzersiz: Aşırı egzersiz fertiliteyi etkilemektedir. Genç kadınlarda ise menstruasyon periyoduyla ilgili sorunlara neden olduğu bildirilmiştir. Fakat yapılan bir çalışmada da günlük yapılan 30 dk. aerobik egzersizin doğurganlığı pozitif yönde etkilediği belirtilmiştir. Egzersizin kan şekerini azalttığı, kaslara elastikiyet ve güç kattığı, stresi azalttığı tespit edilmiş, hatta gebe kalmadan önce egzersize başlanılması gerektiği belirtilmiştir. Karbonhidratlar: ABD’de karbonhidratlar tüketilen kalorinin %50’sini oluşturmaktadır. Fazla tüketilen karbonhidrat glisemik indeksi artırmaktadır. Böylece kan glukoz seviyesi de hızlı artar. Fertilite ve beslenme ile ilgili yapılan çalışmalarda, yüksek glisemik indekse sahip olan kadınların, düşük indeksli kadınlara göre infertilite oranı %92 daha fazladır. Bu hastalara kepekli tahıllar, fasulye, düşük karbonhidrat emilimli yiyecekler, sebze ve meyveler gibi düşük glisemik indeks içeren besinler önerilmiştir.
Protein: ABD’de “Nurse’s Health Study” grubunun yapmış olduğu çalışmaya göre, yüksek kalorili proteinle beslenen grubun düşük proteinle beslenen gruba göre fertilite oranı %41 daha yüksek bulunmuştur. Hayvansal protein tüketenlerde ise infertilite oranları %39 daha fazladır. Hayvansal proteinle beslenmeye karbonhidratlar da eklenince, kısırlık oranı daha da 40 Okmeydanı Tıp Dergisi 32(1):36-44, 2016 artmaktadır. Bitkisel proteinler daha yararlıdır. Yapılan çalışmada günlük tüketilen süt, yoğurt, peynir, dondurmanın; ovulasyon gibi infertil sorunlardan kadınları koruduğu bildirilmektedir. Yağlar: Leptin, depolarımızdaki yağları kullanarak vücudumuza enerji sağlayan, yağ hücrelerinden yapılan bir hormondur. Düşük yağ kitlesi olan bireylerde leptin konsantrasyonun da düşme, PCOS gibi metabolik bozukluklara neden olmaktadır. Ayrıca depolanan yağ birçok üreme fonksiyonunu da düzenlemektedir. Leptin düzeyinin azalması Gonadotropin hormonu, LH, FSH salınımı etkiler. Araştırmacılar doymamış yağ asitlerini kullanmanın daha sağlıklı olduğunu belirtmiştir. Glikoz seviyesini azaltma, sistemik hastalıkları (diyabet, kalp hastalığı ve diğer kronik hastalıklar) azaltmada önemlidir.
Yukardaki yazıda da anlaşılacağı üzere beslenmenin fertilite ve gebe kalmada ne kadar önemli olduğunu yapılan bilimsel çalışmalarda da kanıtlanmıştır. Genel olarak glisemik endeksi düşük ve bitkisel protein alımının öneminden söz edilmiştir.